alternatif intihar yontemleri

    enjektörle damara boş hava basmak.*
    (19.12.2008 17:47)

milliyetçilik

    her ne kadar bazıları tarafından "milletini sevmek, ona bağlı olmak" gibi masumane kavramlarla ifade edilmeye çalışılsa da nihai boyuutunda ırkçılıkla birleşen bir kavramdır, et ve kemik gibidir bu ikisi, ayırmaya çalışırsanız yaşayamazlar. "insan"ı evrensel düzeyde allgılamanın önündeki en tehlikeli virüstür. ama daha tehlikelisi cehaletle birleşmiş bir milliyetçiliktir. sanal oortamlardaki forumlarda avatarlarını türk bayraklarıyla, başı bandajlı komando resimleriyle süsleyen zihinlerin elinde yok edici bir silaha dönüşebilir, ki bu silahın kurşunları tarih boyunca çok defa vurdu insanları. 1940'lı yıllarda nazi'ler, 90'lı yıllarda sırp'lar bu silahlarla vahşetin resmini çizdiler.

    çoğunluğunu yeterli bir bilince ulaşmamış ve kimi eğitimsiz, kimi de sakat bir eğitim sisteminin torna tezgahından geçmiş bireylerin oluşturduğu toplumumuzda ise bir övünme mekanizmasıdır. çalıp çırptıktan, yakıp yıktıktan, kırıp döktükten sonra tüm bunları milletine oolan derin sevgi ve bağlılığından dolayı yapmtığını söyleyen siyasetçilerin, çetecilerin, cuntacıların cennetidir güzel yurdum.
    (19.12.2008 17:39)

mustafa

    bence bu belgesel filmin en büyük sorunu bazı ayrıntılar üzerinde gereksiz durmasıdır. sorun kesinlikle atatürk'ün sigara ya da alkol içtiğine değinilmesi değildir. bundan rahatsız olanlara hatırlatmak gerekir ki bu bir pedagoji filmi değil, çocuklar için yapılmadı, sırf çocuklara kötü örnek olmasın diye atatürk'ün çok sevdiği sigara ve rakısını bir yana atmak büyük bağnazlık bu yüzyılda. hatta atatürk'ün masada rakı içerken birden gözlerinin dolduğunu anlatan sahnede içim o kadar burkuldu ki, hani yanımda olsa sarılıp üzülmemesini, boş vermesini söyleyecektim. çoğu kişinin de bu film sayesinde atatürk ile arasında duygusal bir bağ oluşabileceğine inanıyorum. bir şey daha var, çoğu insan bile sıkıntılı, stresli zamanlarında sigaraya, içkiye sarılmıyor mu? bu kadar savaşlar, isyanlar yaşamış, dile kolay, bir devlet kurmuş bir insana sigara ve rakıyı çok görmek hangi vicadana sığar?
    evet üzüldüm filmde, ama filme değil, 1929'daki Anadolu gezisinde ömrünü adadığı ülkesinin hâlâ yoksul oluşuna, hâlâ o muasır medeni seviyeyi yakalayamayışına kahrolmasına üzüldüm. elinden bir şey gelmediği için kendisini için için yemesine üzüldüm. pişmanlıklarına üzüldüm. unutulma korkusuna üzüldüm. ama bunlardan hangisi onun oluşturduğu büyük eseri yok sayabilir?

    dediğim gibi filmin kusuru bazı gereksiz ayrıntılardı. mesela "medeni bilgiler" isimli kitaptan sadece islamiyet ile ilgili bir paragraf alıntılanmış. insan ister istemez "ne gereği vardı?" diyor. atatürk dindar bir insan değildi, bunu herkes biliyor. din hakkında birbirini tutmayan çok sayıda sözleri de var. ama bir din düşmanı olduğunu objektif olan hiç kimse iddia edemez. eden bazı radikaller var ve o bölüm onlara çanak tutmuş.
    kardeşinin cesedini kurtların yeme hikayesi de bana çok zorlama bir metafor geldi. bir de şu sığır sürüsü meselesi var, o da pek inandırıcı değildi, atatürk'ün burnunun dibine gelmiş bir ordudan o zamana dek habersiz olması çok mantıksız. işte kusurlar da bunlar bence. ama genel değerlendirmede artıları ağır basıyor.
    (13.12.2008 22:55)

yemekteyiz

    bu programa katılanları bir hücreye kapatıp bir hafta yemek vermeyeceksin, bir haftanın sonunda önlerine kuru ekmek bırakacaksın, bakalım yiyorlar mı yemiyorlar mı, beğeniyorlar mı beğen miyorlar mı? ama hayır, bunlar şimdi "kuru ekmek diyorlar ama yarısı yumuşak, kuru ekmek böyle mi olur" diye yorum yapmaya da kalkabilirler. o zaman terlikle girişmek icap eder hepsine. izlemeyin derim, insanı zorla psikopat ederler valla.
    (13.12.2008 22:37)

her koyun kendi bacağından asılır

    buram buram hodbinlik kokusu gelir aklıma bu sözü her duyuşumda. bu sözü yaşamına rehber yapmış kimseler sonradan yükselenlerdir genellikle. yoksulluğu ve ezikliği iliklerine dek hissetmiş insanlar ileride bir gün zenginleşip itibar gördüklerinde kendilerinin eski durumundaki insanlara yardım gereken durumlarda bu sözü kullanırlar. öyle ya onlar da bir zamanlar kötü durumdaydılar ama gün döndü harman ooldu ve kendi ayakları üstünde durmayı başardılar. çekilen onca acı ve sıkıntıdan bu dersi çıkarır böyle insanlar. burjuva ılıklığında eriyip gider tüm yaşadıkları. çünkü gariptir, insan egosu itilip horlandıkça daha da büyüyor.
    (13.12.2008 22:31)

ölmek

    kendisi değildir korkulması gereken, yan etkileridir. mesela unutulmak gibi. yok olan sadece bedeni değildir insanın toprağın altında. başka insanların zihinlerinde işgal edilen yer de dağılır zamanla. her gün görülmeyen bir insan olduğunuzda, arada sırada düşersiniz akıllara. ölüm acısı değil, buruk bir hüzün kaplar sizi anımsayanı. bir eski fotoğraf, kıyıda köşede kalmış bir eşya...
    (13.12.2008 22:24)

sayfa: 1-2-3-4

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.